Tembeller Sınıfı
Müdür: (Müdür donup kalmıştır, baş sallar, telefonları alan öğretmene bakar, odadan çıkışını izler.) Eskilerin değişmesi gerekiyor, eskilerin değişmesi gerekiyor. Suçlu biz mi olduk şimdi? Eskiymişiz! Sen kendine bak! Senin gibi yüz öğretmene taş çıkarttırırım be! Aaah! (Hareket yapınca beli tutulur, güçlükle yerine oturur. Karşısındakiyle kavga ediyormuş gibi konuşur.) Çaylaaak, göreceğim seni. Bu telefonları buradan alıp gitmenin ne demek olduğunu öğreteceğim sana. Dur dur sen! Gelip elimi ayağımı öpeceksin. (Pınar öğretmene öykünerek, odanın içinde oynayarak, ata binerek, attan düşerek yavaş yavaş ayağa kalkar.) Telefonlar çocukların okul çantasıymış. Kalemi, defteri… Eskilerin, eski yöntemlerin değişmesi gerekiyor… Göreceksin sen yakında… O acemi atlara, usta biniciler biner, usta biniciler… Ben senin gibi kaç toyun yabani atların ayakları altında ezildiğini gördüm. Senin gibi kaç toy öğretmeni ezilmekten ben kurtardım, ben!
“Eğitimdeki yeni bakış açısını oyunlaştırması ne hoş olmuş. Oynayanın ve izleyenin keyif alacağı, ders çıkaracağı bir oyun.”